KALBİNE GİREMEDİĞİNİZ ÖĞRENCİNİN, KAFASINA GİREMEZSİNİZ -Sancaktepe News

SON DAKİKA

KALBİNE GİREMEDİĞİNİZ ÖĞRENCİNİN, KAFASINA GİREMEZSİNİZ

Bu haber 23 Mayıs 2020 - 22:13 'de eklendi ve 200 views kez görüntülendi.

KALBİNE GİREMEDİĞİNİZ ÖĞRENCİNİN, KAFASINA GİREMEZSİNİZ

Bir milletin geleceği okuldadır, demiş Moşe Dayan.

Bir Finli ise, ilkokulları bana verin, size yeni bir nesil teslim edeyim, der.

Bir ülkenin kalkınma seviyesi, o ülkedeki eğitimin kalitesini gösterir. Ülkemizin kalkınmasını ve gelişmesini istiyorsak, gelişmiş ülkeler arasına girmesini, gelişmiş ülkelerle yarışmasını istiyorsak eğitime ve eğitimciye önem vermeliyiz. 

Öğretmenlerimiz çalışkan bilgili ve becerikli mesleğini seven öğrencilerini seven, insanları seven idealist insanlar olmalı.

İyi bir eğitimci, güzel ve etkileyici konuşmayı, nükte yapmayı fıkra ve hikâye anlatmayı, şiir okumayı sevmeli ve bilmelidir.Aslında İyi bir eğitimci gül yetiştiren bahçıvandır. Ellerine güllerin dikenleri batsa da şikâyetçi olmaz. Çünkü O dikenlere değil güllere hizmet ettiğini bilir. Kalbine giremediğimiz bir öğrencinin kafasına da giremeyeceğimizi bilmemiz lazım. Yani iyi bir öğretmenin gönlü dikensiz gül bahçesi olmalıdır. İyi bir eğitimci kendini mesleğine adayan insan olmalıdır.

Çok sevdiğimiz uzun zaman hep kitaplarını okuyup takip ettiğimiz bir eğitimci yazar büyüğümüz Eyüp Sultan’da kitap fuarında kitap imzalarken yeni atanmış stajyer bir öğretmen arkadaş aldığı kitapları imzalatırken yazarımızdan da ‘başarılı olabilmem için bana neler tavsiye edersiniz’ diye tavsiye istemişti.  Eğitimci Yazar ağabeyimiz şöyle demişti:

Sana 30 senelik meslek hayatımın sırrını vereceğim. Bunu yaparsanız başarılı olursunuz. Kendinizi sevin. Kendinizi sevdirmezseniz, dersinizi sevdiremezsiniz. Kendinizi sevdiremezseniz fikirlerinizi sevdiremezsiniz. Öğrencilerinizi sevin. Kalbine giremediğiniz öğrencinin kafasına giremezsiniz. Yine bir eğitimci yazarımız şunu derdi: öğrencilerini rüyasında görmeyen öğretmen iyi bir eğitimci olamaz.

Şimdi yapılan bir araştırmayla sevginin başarıya nasıl etki ettiğini anlatmak istiyorum.

Amerika’da bir üniversite profesörü, sosyoloji dersinde öğrencilerini gecekondu mahallesine gönderip orada yaşayan 200 öğrenci üzerinde bir araştırma yaptırmış.  Araştırmanın amacı, Meksika’dan okula gelen fikir ve kültür düzeyi düşük insanların ileri teknoloji ülkesi Amerika’ya uyum sağlayıp sağlamadıklarını araştırmaktır. Araştırma yapılır, araştırmayı yapanlar tarafından araştırmanın sonucunda araştırma yapılan öğrencilerle ilgili ‘hiç şansları yok’ diye karar verilir.

Aradan 25 yıl geçer. Araştırmayı yaptıran profesör emekli olur, yerine yeni bir profesör atanır. Profesör enstitünün geçmişte yaptığı araştırmalara bir göz atarken bu araştırma dikkatini çeker ve merakını celbeder. Profesör, bu araştırmanın sonucunun ne olduğunu, o 200 öğrenci şimdi ne yapmaktalar diye merak eder. Hemen 0 200 öğrencinin izini sürer her bir öğrenciye ulaşmaya çalışır. Dosyadaki bilgilerden hareket ederek o 200 öğrencinin adres ve telefon bilgilerine ulaşır. 200 öğrenciden 180’ine ulaşır ve irtibat kurar. ancak 20 öğrencinin adres ve telefon bilgilerinde değişiklik yaşandığından bir türlü bulamaz. Ulaşıp irtibat kurduğu 180 kişinin 176 sı Doktor, Avukat ve iş adamı olduğunu görür. Araştırmanın sonucu alt üst olmuştur. Yeni araştırma yeni profesörü şaşırtmıştır. Profesörün yeni merakı,  ‘hiç şansları yok’ denilen öğrencilerdeki bu başarının sebebi nedir, neyden kaynaklanmıştır acaba. Öğrenciler bu başarıyı nasıl elde etmişler, kim onları motive etmiş, kendilerine kim yardımcı olmuş, kim yol göstermiştir diye merak eder. Yeni araştırmanın konusu artık bu olmuştur. İzleri sürülerek bulunan bu 180 öğrenciye başarılarını sebebi sorulur. Hepside sanki anlaşmış gibi aynı cevabı verirler: bizim bir bayan öğretmenimiz vardı. Bizi çok severdi. Başarımızı ona borçluyuz. Öğrencilerden bu cevabı alan profesörün yeni merakı bu çocukların 25 yıl önceki öğretmenleri olan bayan acaba hayatta mı? Onu nasıl bulabilirim? Profesör öğretmenin izini sürer ve bulur. 25 yıl önce yapılan araştırmanın sonucunu, öğrencilerin şu an ki durumlarını aktardıktan sonra, öğrencilerdeki başarının sebebini bir de öğretmenlerine sorar.Öğretmenin cevabı çok sade ve anlamlıdır. Ben onları sevdim.

Evet, sevgi gücü ölçülemeyen bir duygudur.

Murat Sitmurat.sit@sancaktepenews.com